SOSYAL MEDYA DOSTU MARKA OLMAK
Medyayı, iletişim için kullandığımız bir enstrüman olarak tanımlıyoruz. Radyo, Televizyon, Gazete ve Dergiler bu enstrümanlar arasında yer alıyor. Sosyal Medyayı iletişimin sosyal enstrümanı olarak tanımlayabiliriz. Toplumsal, sosyal, politik tartışmaların, gündemle ilgili gelişmelerin anında paylaşıldığı, beğenilerimizi, duygularımızı, düşüncelerimizi özgürce dile getirdiğimiz, bilgi akışını sağladığımız sosyal platformlar. Her biri kendi içinde ayrı gezegenlerden oluşan bir evren.
Sosyal medya dediğimizde aklımıza ilk olarak, dünyada 1,184 milyar kullanıcısı ile facebook geliyor. Facebook’u 816 milyon kullanıcısı ile QQ (Tencent), 632 milyon kullanıcısı ile Qzone, 400 milyon kullanıcısı ile Whatsapp, 300 milyon kullanıcısı ile Google +, 272 milyon kullanıcısı ile Wechat, 259 milyon kullanıcısı ile LinkedIn, 232 milyon kullanıcısı ile Twitter, 230 milyon kullanıcısı ile Tumbir, 220 milyon kullanıcısı ile Tencent Weibo izliyor. Son zamanlarda Instagram ve youtube da kullanıcı sayısı gittikçe artan ağlar arasında yer alıyor.
Ülkemizde 36 milyon kişi aktif facebook kullanıcısı. Bu rakam, ülkemiz nüfusunun %50’sine tekabül ediyor. Türkiye’de en çok kullanılan sosyal medya platformu olan Facebook’u (%93), sırasıyla Twitter (%72), Google+ (%70) ve LinkedIn (%33) takip ediyor.
Her geçen gün hızla büyüyen dijtal dünyanın sosyal paylaşım platformlarında, kimi zaman sevincimizi, kimi zaman üzüntümüzü, anında tüm dünya ile paylaşıyor, dijital dünyanın bize sunduğu bu imkandan faydalanarak bu platformları bir sosyalleşme aracı olarak kullanıyoruz.
Günümüzün olmazsa olmazı sosyal ağları, markamızın bilinirliğini artırmak, konumlandırmak ve marka algımızı yaratmak için de kullanıyoruz. Markalar sosyal medya pazarlama adı altında departmanlar oluşturuyor, içerik editörleri ile çalışıyor ve sürekli gündemde yer almak için birbiriyle yarışıyor.
Girişimcilerin çoğunun, markalarını tutundurmak için yaptığı ilk aktivite bütün sosyal ağlarda markalarına, ürünlerine ait birer sayfa açmaktır. Ne yazık ki açılan onca sayfa efektif bir şekilde kullanılamadığı, güncellenmediği, interaktif sosyal alemden gelen mesajlara anında cevap verilmediği için markayı tutundurmak bir yana, itibarını zedeleyebiliyor. Marka, sosyal medyada etkin kullanıldığında değerli, etkin kullanılmadığında ise değersiz hale gelebiliyor.
Herbiri kendi içinde ayrı birer gezegen olan sosyal ağlarda, Girişimcilerin, Sosyal medya pazarlaması yapmadan önce, her ağın niteliklerini iyi bilmesi ve bu doğrultuda kullanması gerekir.
Facebook, dünyanın en çok tercih edilen sosyal iletişim ağıdır. Birçok marka facebook reklamlarına önem veriyor ve bunun için hem zaman hem de bütçe ayırıyorlar. Ancak, e-ticaret sitelerinin facebook üzerinde verdikleri reklamları satış odaklı yapmaları, satışa yönelik reklam görsellerini kendi web sitelerine yönlendirmesi, facebook gezegeninin bünyesinde kabul görmeyen bir pazarlama metodudur.
Sosyal medya kullanımında dikkat etmemiz gereken diğer konu, iletişim dilidir. Kurumsal bir iletişime sahip olmak, ortak iletişim dili kullanmak markanın algısı ve itibarı için çok önemlidir. Markanın bir karakteri olduğunu unutmayalım. Marka kimliğini oluştururken, logosu, mottosu ile markaya karakter tanımı yapıyoruz. Pazarlama araştırmalarında sıkça kullandığımız karakter analizi, markalara kişilik verdirerek konumlandırmasını bu yönde yapmalarını sağlamaktadır. Örneğin redbull kanatlandırır derken markaya bir sihirbaz karakteri tanımlıyoruz. Redbull’un içimizden biri gibi davranmasını beklemeyiz. İletişim dilini bu karaktere göre kurgulamak ve her mecrada aynı iletişim dilini kullanmak gerekir.
Ayrıca, markanın hitap dilinin keskin olmaması, belirli bir siyasi görüş yansıtmaması, her kesimi kucaklaması, uzlaşmacı olması gerekir. Büyük markaların, sosyal medya paylaşımlarında yaptıkları hatalarının, geri dönülemez kayıplara neden olduğuna yakın zamanda tanık olduk.
Twitter, bilginin hızla saniyelerle paylaştığı bir bilgi paylaşım platformudur. Facebooka oranla daha profesyonellerin haber kaynağı olarak kullandığı bir ağ olan twitter'da içerik yöneten grupların çoğu üst pozisyondadır. Twitter’da başka sitelere yönlendirme, bilginin akışı için gerekli ve kabul edilir bir durumdur. Markayla ilgili vereceğimiz haberlerde ortak iletişim dilimizi daha kısa ve net cümleler ile kullanmamız gereken bir haber akış, bilgi paylaşım ağıdır.
Youtube, video paylaşımlarının yapıldığı, özellikle content (içerik) pazarlamada tercih edilen sosyal iletişim ağı youtube, ürünle ilgili uzman görüşlerine, tavsiyelerine yönelik bilgi paylaşımı gerektirdiği durumlarda kullanılabilir ve etkin sonuç sağlar. Ancak, youtube ‘ta yayınladığımız videoya yönelik alacağımız olumsuz yorumlar markamızın itibarını sarsabilir, bu sebep ile, yayınımızı yorumlara kapalı tercih etmekte fayda vardır.
LinkedIn, iş odaklı, profesyonellerin bulunduğu üst düzey bir platformdur. Bu platformda beğeni oranı facebooktan daha az, twitter'dan daha fazladır. Markayla ilgili, özellikle çözüm önerilerini barındıran bir iletişim dili ile markaya farkındalığı artırabilir ve etkin bir sonuç elde edebiliriz.
Klout, sosyal medya kullanımımızı ölçümlendirebileceğimiz bir platformdur. Markanın yer aldığı platformları tanımlayarak, her bir platformda beğenilere ve interaktif olma verilerine göre oluşturulan istatistiki bilgilere Klout ile ulaşabiliriz.
Özet olarak, Sosyal Medyada vereceğimiz reklamlarda ve yayınladığımız içeriklerde kullandığımız iletişim dilini itina ile belirlemeli, reklamlarda hedef kitleyi belirlerken geniş bir profile değil, daha niche bir profile odaklanmalıyız. Satıştan ziyade, marka tutundurma ve bilinirliğini artırma çalışmalarında sosyal medyayı önemli ve etkin bir araç olarak kullanabiliriz.
Nagihan Ünüvar
* Tüm yayınlarımızın hakları saklı olup, yayınlarımızın kullanılması için Markam Sen ve Nagihan Ünüvar'ın kaynak olarak gösterilmesi gerekmektedir.