SAĞLIK SEKTÖRÜNÜN
DİJİTAL İLETİŞİMİ
Hayatımızın her anında hızla yerini alan dijital dönüşüm, tüm sektörlerde olduğu gibi sağlık sektörünün de kendini ifade etme anlayışını değiştirdi. Bugün çok sayıda sağlık sunucusu dijital platformları kullanıyor. Her ne kadar sağlık mevzuatındaki sınırlamalar hareket kabiliyetini etkilese de, mevzuata uyum sağlayarak kendini ifade etmek ve sağlık hizmetleri tüketicisine ulaşarak sağlıkta markalaşmak mümkün. Sağlık sektörünün dijital iletişimini Marka ve Pazarlama Yönetim Danışmanı Nagihan Ünüvar ile konuştuk.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
İstatistikçi olarak mezun olduğum üniversite eğitimimin ardından, özel sektör ve kamuda satış ve pazarlamanın hemen hemen her kademesinde geçen 20 yılın ardından, 2014 yılı itibari ile, aralarında sağlık sunucularının da yer aldığı, çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren markalara Marka ve Pazarlama Yönetim Danışmanı olarak hizmet veriyorum. Özellikle, markaların dijital platformlara entegrasyonunun sağlanması ve etkin dijital iletişim yönetimi üzerinde yoğunlaşarak faaliyetlerime devam ediyorum.
Dijital iletişim nedir?
Kendimizi anlatmak, kişileri anlamak ve onları kendimizden haberdar etmek için, yüz yıllardır çeşitli iletişim yöntemlerinden faydalanmaktayız. İletişimi, bundan 10 yıl öncesine kadar, geleneksel mecralar olarak tanımladığımız yazılı basın ve görsel medyayı kullanarak sağlarken, internetin hayatımıza girmesi ile birlikte, gerek kendimizi, gerekse markamızı ön plana çıkarmak, hedef kitlemizi anlamak ve onlara kendimizi anlatmak için dijital platformlar olarak adlandırdığımız, email, sms, web sitesi, internet medyası ve sosyal ağları aktif olarak kullanmaya başladık. Bilgisayar ve mobil cihazlar üzerinden yapılan tüm bu iletişim çalışmalarını dijital iletişim olarak adlandırıyoruz.
Türkiye’de en çok kullanılan dijital platformlardan bahsedebilir misiniz?
Dijital pazarlama ajansı We Are Social, Hootsuite işbirliği ile hazırladığı “Digital in 2017 Global Overview” raporuna göre, ülkemizde 79,14 milyon nüfusun 46,3 milyonu aktif internet kullanıcısı. İnternet kullanıcılarının 42 milyonu aktif olarak facebookta yer alırken, bu kullanıcıların 36 milyonu sosyal medyaya mobil cihazlar ile ulaşıyor. Türkiye’de en çok kullanılan sosyal medya platformlarına baktığımızda, ilk sırada %32 ile Facebook’un yer aldığını görüyoruz. Facebook’u %24 ile WhatsApp, %20 ile Facebook Messenger, %17 ile Twitter, %16 ile Instagram takip ederken, sıralama Google+, Skype, Linkedin, Viber ve Vine ile devam ediyor. Türkiye’deki internet kullanıcılarının %77’si her gün online oluyor, %16’sı ise haftada en az bir kez internete bağlanıyor. Web trafiğinin %51’i diz üstü ve masaüstü bilgisayarlar, %46’sı mobil cihazlar ve %4’ü ise tabletler üzerinden gerçekleşiyor. Türkiye, gelişen teknolojilere hızla ayak uyduran bir ülke. Türkiye'de cep telefonu abone sayısı 70 milyonun üzerinde, özellikle büyük şehirlerde mobil internet kullanımı çok yaygın olduğunu görüyoruz.
Sizce Türkiye’de sağlık sektöründe dijital iletişim etkin kullanıyor mu? Sağlık sektörü sunucularının dijital iletişimde öncelikleri ne olmalı?
Türkiye’de sağlık hizmetlerinde dijital iletişimin önemi günden güne artmaktadır. Sağlık hizmetleri tüketicilerinin, genel sağlık bilgisini edinebilmek, hastalıklarının belirtileri ve tedavi şekilleri hakkında araştırma yapmak, hatta bir uzmana gitmeden kendi tedavi süreçlerini başlatmak için internet ve sosyal medyayı aktif olarak kullandığını görüyoruz.
Böyle bir tablo içinde, sağlık hizmetleri sağlayıcılarının daha iyi bir hizmet verebilmek için dijital ileitşim olanaklarını etkili kullanmaları gerekmektedir. Her geçen gün gerek marka iletişiminde, gerekse blog ve sosyal medya ağlarında, özellikle estetik, güzellik sektöründe faaliyet gösteren doktor, klinik ve hastanelerin dijital platformaları etkin olarak kullandığına tanık oluyoruz. Yine, özellikle zincir hastane grupları bu ağlarda tüketicileri ile aktif iletişim halindeler. Burada önemli olan, sağlık tüketicisine doğru bilginin eksiksiz olarak verilmesi, bilinçlendirilmesi ve güncel ihtiyaçlarına uygun iletişim dilinin oluşturulmasıdır. Bunun için ilk olarak yapılması gereken, sahip olunan web sitelerinin eksiklerini belirlemek ve eksiklerini, sağlık hizmeti tüketicilerinin güncel ihtiyaçlara göre tamamlamaktır. Web sitesinin analitik sonuçlarının incelenerek, içeriklerinin arama motoru optimizasyonuna uyumunun eksiksiz olarak yapılması ve tabi ki sosyal medya paylaşımları için etkin ve sürekli bir iletişim stratejisi oluşturulmasında fayda görmekteyim.
Sosyal medyanın yanı sıra, arama motorları ve internet medyası üzerinden, görüntülü reklamlar ve anahtar kelimeler ile tüketiciye ulaşılabiliyor, arama sorgularına göre onları bilgilendirebiliyoruz. Yukarıda belirttiğim gibi daha çok güzellik ve estetik merkezlerinin aktif olarak kullandığı bu yöntemin hastanelerimiz tarafından da etkin kullanılmasını öneriyorum. Sağlık mevzuatında ki kısıtlamalar göz önünde bulundurularak marka iletişimine yönelik hazırlanacak dijital reklamlar ile sağlık tüketicilerine ulaşılabilir, bilgi almak istedikleri konularda tercih yapmaları kolaylaştırılabilir.
Diğer husus, sağlık sektörünün dijital iletişiminde mobil uygulamalar ile kişiye özel platformların oluşturulması. Akıllı telefon kullanım oranının giderek artması sağlık tüketicilerinin mobil uygulamalar ile birçok uygulamaya sahip olma oranını da artırdı. Adımlar ölçülüyor, kaloriler hesaplanıyor, anında kalp hızı hesaplanabiliyor, ideal kilo hesabından tansiyonumuza, gebelik takibine kadar, her yaşa ve ihtiyaca uygun çözümlere mobil uygulamalar üzerinden ulaşabiliyoruz. Sağlık Bakanlığı bu konuda oldukça etkili çalışmalar yapıyor. Formda kal Türkiye, E-Nabız uygulamalarını örnek olarak verebilirim. Dileğim, ülkemizdeki özel ve kamu hastanelerinim de geliştirecekleri farklı sağlık uygulamaları ile yaşamları kolaylaştırıcı çözümler üretmesi yönündedir.
Nagihan Ünüvar
Hastane Dergisi Özel Röportaj
-2017-
* Tüm yayınlarımızın hakları saklı olup, yayınlarımızın kullanılması için Markam Sen ve Nagihan Ünüvar'ın kaynak olarak gösterilmesi gerekmektedir.